Filmisyen
  • Anasayfa
  • Aşk En Çok Burada
  • Ailecek
  • Komiksel
  • Dram
    • Aşklı Dram
    • Fantastiksel Dram
    • Ruhsal Dönüşümler
Tür: Aksiyon, Komedi, Suç
IMDb: 7,4
Yönetmen: Shane Black
Oyuncular: Russell Crowe, Ryan Gosling, Angourie Rice


Merhaba, senenin en başarılı komedi hikayesiyle tanıştırayım sizi. Film sonrası normalde aklımda çok fazla detay kalmaz ama dün izlediğimden beri sürekli gözümün önüne gelen sahneleri bir türlü es geçemiyorum. Aklıma geldikçe kahkaha atıyor olduğum gerçeğini de saklamayacağım tabii ki. Ryan Gosling ve Russell Crowe'u yan yana hayal edemeyenleri şaşırtacak kadar başarılı bir birleştirme olmuş. 

"-Ben kötü biri miyim?
+Evet."


Filme dair en güzel detaylardan biri 70'lerde geçiyor olması sanırım, başarılı dedektif March ve Jackson'ın gizemli bir iş için tanışmalarıyla başlıyor. Önemli bir sırrı saklayan kızı ararken bir çok insanın da aynı kızı aradığını fark ediyorlar. Ünlü porno yıldızının ölümündeki sırrı bilen ve ortaya çıkarabilecek tek kişidir Amelia. Bu da olayı bir tık daha karıştırıyor elbette. 


Fazla beklentiye kapılmadan yeri geldiğinde sesli güleceğinizi, yeri geldiğinde tebessüm edeceğinizi kabul ederek izlemeye başlamalısınız. Sonrası zaten sizin için güzel bir keyfe dönüşecek, Ryan Gosling oyunculuğunu yine tap bir noktaya taşımış yine yeniden efsaneydi. Russell Crowe ve Ryan Gosling'den bahsettiğimiz kadar Angourie Rice'dan da bahsetmeliyiz, kocaman bir takdiri hak ediyor. O nası bıcır bir oyunculuk, nasıl güzel bir sadelikti. Aksiyon sahnelerinin her birinde alttan incecik bir dokundurma yapılmış, her kesime hitap eden başarılı bir Shane Black eseri olmuş bence. Yeterli ilgiyi görmeden rafa kaldırılmış şahane işlerden yalnızca biri, bu kısmı fazlasıyla üzücü elbette.

Gerçekten eğlenerek izleyeceğiniz şahane bir Salı filmi olur, keyifle. 

Tür: Dram, Suç, Gizem
IMDb: 7,3
Yönetmen: Reema Kagti
Oyuncular: Aamir Khan, Kareena Kapoor, Rani Mukerji

Bollywood filmlerinin Hollywood filmlerine kafa tutmasına bayılıyorum, bu işi de son derece başarılı tamamlıyorlar. Bir sonraki başarılı filmleri izlemek için sabırsızlanıyorum. Zaman eksikliği, üşengeçlik ve geriye kalan bir çok sebep yüzünden keşfedip izleme fırsatı bulamadığım filmlerden sadece bir tanesiydi Talaash. Aamir Khan'ın ismi geçiyorsa zaten bizim için anında kutsallaşıyor film. (Bunu biliyorsunuzdur zaten.)


Bu sefer o kadar farklı bir rolle izledim ki onu, ilk kez hatta. Filme dair hiçbir detayı beğenmeseniz bile Aamir Khan oyunculuğu hatırına sonuna kadar izlersiniz. Film içerisinde sadece bir polisiye hikayesi barındırmıyor bunu fark ettiğiniz her dakika "Yine yapmışlar yapacaklarını." diye düşünüp duruyorsunuz. Emsali olan bir çok hikayeye gerçekten on basar, başarılı bir kurgu. En sonunda sizi sudan çıkmış bir balığa dönüştürecek. 

"Ruhlar çok üzgün insanlarla iletişim kurabiliyorlar, çok üzülürsen sana da gelirler."

Bir insanın sizi bir şekilde hiçbir zaman şaşırtmaması da aslında çok güzel bir şey. İyi veya kötü karşınızdaki insandan beklentileriniz hep stabil kalıyor bu sebeple, nasılsa ne yapacağını biliyorsunuz. Aamir Khan da öyle, hiçbir zaman yanıltmadı beni, yine yeniden parmağının değdiği bir işe bayıldım, bayılıyorum ve bayılacağım. Bizde bu hayranlığın oluşmasına sebep olan güzel kadın annem, ona daha çok bayılıyorum. 

Film hakkında yorum yapacağım sandınız ama genelde izlediğim filmlerin hepsini yaşadığım hayatla yorumlarım, izlediklerimden çok daha fazlasını hissediyorum. Belki çoğu insanın göremediği, çoğu insana basit gelen sahneleri gözümde büyütüyorum ama benim için hepsi gerçek. Bollywood filmlerinin en can alıcı atışları da toplumsal olaylara, haksızlıklara karşı ayırdıkları sahneler bana kalırsa. Bir yerde bir kadının kaybolma haberi üzerine herkesin ne kadar da olağan karşılıyor olmasına sitem etmişti Rosie, haklıydı.


Hikaye içindeki hikayede kendinizi bulmak sizi ne kadar korkuturdu? Kendinizi bulacağınız bir sürü hikayeniz olsun, keyifle ve gerilerek izleyiniz. (İstemeseniz de baya bir gerileceksiniz çünkü.)
Tür: Dram, Romantik
IMDb: 7,0
Yönetmen: Maïwenn
Oyuncular: Vincent Cassel, Emmanuelle Bercot, Louis Garrel


 Tony ve Georgio'nun kesişen yolları ve Tony'nin rastlantının dışındaki hayal kırıklıklarına şahitlik edeceksiniz. Hikayenin klasik olmasından şikayet eden çok fazla izleyici olmuş ama daha önce böyle bir psikolojik şiddete şahitlik etmemişsinizdir, eminim. Fransız filmlerini her zaman sevmişimdir, dram kategorisinde her zaman bir adım önde yer alırlar benim için. Oyunculuklarından, müziklerine her şeyleri izlemeden kabulüm ve sevdiğimdir. Mon Roi'de öyle oldu, izlemeden sevdiklerimden, İzledikten sonra taptıklarımdan..

Bir insanı sevdiğiniz zaman acı çekmeyi bile kabul ediyorsunuz, herkesin mutluyum diye övündüğü hislerin tersine siz mutsuzluğunuzdan övünüyorsunuz. Birbirlerinin frekanslarına çok hızlı ve tutkulu bir şekilde giriş yapan Tony ve Georgio'nun birbirlerine ne kadar ağır geldiklerine inanamayacaksınız. İstemek, beklemek, hayal kırıklığı Tony'nin hayatındaki en top hisler. 


"Aşk, var olan en kuvvetli uyuşturucudur."

Hepimizin hayattaki beklentilerimize karşılık bulma şeklimiz farklıdır. Beklentilerimiz için kimimiz ağlayarak, kimimiz susarak, kimimiz bağırarak mücadele ederiz. Kimimiz kalmak için sınırları/sabırları zorlar, kimimiz gitmemek için biletleri yakar. Kimimiz de hiçbir şey yapmayız. Derinlerde bir yerde silik bir mücadele isteği vardır ama karşısındakinin bu mücadeleye karşılık vereceğinden emin olduğunu bildiğinden tek bir kelime ile bile bu savaşı kazanabilir. 

Hayat, ya bulutlarda kalmaya devam edeceksin ya da o kadar yüksekten çakılacaksın yere. Yerin dibine. 

Her şeyiyle çok fazla beğeneceksiniz, şimdiden iyi seyirler.

"Dünya sanki yepyeniymiş gibi, bugün sabahların ilki gibi, hala şafak vakti gibi. Doğrusunu söylemek gerekirse sayın katipler hali hazırda harcanmış olan bizi hayal kırıklığına uğratan kendi özgürlüğümüz. Gerçekten sevebilmek için sevgiye ruhunu verebilmek için kaybedecek bir şeyi olmamalı insanın. Pervasızca atılmaya cesaret etmek için, en katı hükümdarların en büyük fırtınaların düşüşünü görmeliyiz. Seninle hiçbir şeyi harcamamak için her şeyi yaşamış, her şeyi defalarca harcamış olmalıyız. Aşk yepyeniyken, tertemizken hiçbir şey değil. Fırtınadan önceki aşk seçim değil, biçim. Başıma bir şey geldiğinde, kazaya kurban gittiğimde, beni üzgün gördüğünde orada ol aşkım. Doğru sözü söyle, doğru bakışı bul. Evet aşkım, işte o zaman bana güven. Orada olacağım, ne olursa olsun. Kaçırmayacağım. İşte o zaman tek ses, tek ağız. Biz kazanacağız."

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

HAKKIMIZDA

1d77c03ec7fc89d934da799ec5223a16.jpg
Ecem ve ben hala dram filmleri kraliçesi olamadık.

Ecem, Öğretmen olarak atanmayı beklerken orta yerimden bölündüm. Bir yarım turizme can veriyor diğer yarım yaşadığım duyguları filmlere alet ederek bu blogda dile geliyor. İsminin birincisi Filmisyen'in sonsuz konfor sağladığı misafirlikteyim ^^

Ben, Lojistisyen olarak çıktığım bu yolda ne olacağıma karar vermeye çalışmayarak savruluyorum. Burada da hayatıma dokunmuş filmler hakkında konuşuyorum.

Bizi Takip Edebileceğiniz Bağlantılar

POPULAR POSTS

  • Joker, 2019
  • Million Dollar Baby, 2004
  • 500 Days Of Summer, 2009
  • True Romance, 1993
  • The Nice Guys, 2016
  • Her Şey Çok Güzel Olacak, 1998
  • Bana Masal Anlatma, 2015
  • Once Upon a Time... in Hollywood, 2019
  • Never Let Me Go, 2010
  • Edward Scissorhands, 1990

Spotify

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Katkıda bulunanlar

  • Ecem Akanur
  • filmisyen
Powered By Blogger

Blog Arşiv

  • ►  2023 (1)
    • ►  Mart (1)
  • ►  2022 (3)
    • ►  Kasım (2)
    • ►  Ekim (1)
  • ►  2021 (1)
    • ►  Mart (1)
  • ►  2020 (14)
    • ►  Aralık (3)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2019 (16)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (5)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (2)
  • ►  2018 (11)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (2)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Şubat (3)
  • ►  2017 (14)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Mayıs (2)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (5)
    • ►  Ocak (1)
  • ▼  2016 (15)
    • ▼  Kasım (3)
      • The Nice Guys, 2016
      • Talaash, 2012
      • Mon Roi, 2015
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Mart (4)
    • ►  Şubat (2)
  • ►  2015 (24)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Mayıs (2)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Mart (5)
    • ►  Şubat (3)
    • ►  Ocak (9)
  • ►  2014 (30)
    • ►  Aralık (6)
    • ►  Kasım (5)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (5)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Mart (3)
    • ►  Şubat (1)
  • ►  2013 (2)
    • ►  Mayıs (2)
Bumerang - Yazarkafe

İzleyiciler

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Kötüye Kullanım Bildir

Designed by OddThemes | Distributed by Gooyaabi Templates