Tür: Romantik, Komedi
Yönetmen: Woody Allen
Oyuncular: Colin Firth, Emma Stone, Marcia Gay Harden
IMDb: 6,6
*** az biraz spoiler içerir***
Yönetmen: Woody Allen
Oyuncular: Colin Firth, Emma Stone, Marcia Gay Harden
IMDb: 6,6
"happiness is not a natural human condition"
*** spoiler tehlikesi geçti sayılır***
Son günlerde duyduğum en anlamlı tespit olur kendisi. Bir Woody Allen hayranı olarak yine şüphesiz izlediğim film diyebilirim. Baştan söyleyeyim Woody Allen zekasıyla sizi de alt edecek, eder. Çünkü Woody Allen. Adamın hali tavrı küstahlık değil resmen hakkı. Bayılıyorum ona; özellikle bu kendini beğenmiş ve zekasını gözümüze sokan hallerine. Başrolde de aynı Woody Allen özelliklerine sahip bir karakter var; oğlak burcu erkeği diyenler olmuş ^^
Filmin tadına geçecek olursam bu film ne bir Midnight in Paris ne de bir Vicky Cristina Barcelona ve benzerleri... Onlar kadar müthiş güzellik bahşetmediği gibi yormuyor da sadece herkes birbirini buluyor işte. 20'lerin Güney Fransası, kıyafetleri ve ufak tefek manzaraları mevcut.
Filmin tadına geçecek olursam bu film ne bir Midnight in Paris ne de bir Vicky Cristina Barcelona ve benzerleri... Onlar kadar müthiş güzellik bahşetmediği gibi yormuyor da sadece herkes birbirini buluyor işte. 20'lerin Güney Fransası, kıyafetleri ve ufak tefek manzaraları mevcut.
1927 Berlin'inde dünyaca ünlü sihirbaz, Wei Ling Soo rasyonel ve tanrıya inanmayan; dualara enerjilere önem vermeyen sürekli sorgulayan ve usta kandırma yeteneğine karşın kesinlikle kandırılamayan bir sihirbazdır. Asla inanmadığı ve defalarca kez yalanlarını ortaya çıkarttığı medyumlar ise en büyük uğraşı olmuştur. Ta ki bir arkadaşının ona Sophie'ye karşı koyamadığını anlatana kadar. Nişanlısı Olivia'yla yağtığı tatil planından bile vazgeçerek bu işin peşine düşer. Fakat defalarca alt etme denemesine karşın Sophie o kadar masum ve savunmasızdır ki karşı konulamaz.
Filmin en önemli noktalarından biri halanın sözlerinde saklı. Açıkça; küstah beynin sana Olivia ile cennet birlikteliği yaptığını ve inanılmaz düzen, inanılmaz uyum sunmuş gibi gösteriyor. Ama tüm bunlara karşı Sophie'nin tek bir gülümsemesi her şeye eş değermiş gibi, diyor.
Öyle olmuyor mu, mantığın size dur dediği ya da tam tersi yap dediği şeyleri koşulsuz yapmaya başladığımızda kendimizi çok akıllı hissediyoruz. Halbuki istemediğimiz şeyler bile o arada aradan kaynayıp oluveriyor. Kalbi, aklı ve tüm her şeyi dozunda ve yerinde kullanabilmeli... Sahip olduğunuz hiçbir şey size hükmedememeli, ruhun bilincinde olmalı.
Sevdiklerinize sonsuza kadar kanacakmış gibi izleyiniz.