Filmisyen
  • Anasayfa
  • Aşk En Çok Burada
  • Ailecek
  • Komiksel
  • Dram
    • Aşklı Dram
    • Fantastiksel Dram
    • Ruhsal Dönüşümler

Bitget’ten Türkiye’ye Özel Süper Hediyeler

Dünyanın lider kripto borsası Bitget, Türkiye kullanıcıları için Ramazan’a özel kampanyasını duyurdu. Hem yeni, hem de eski kullanıcılara yönelik olan bu kampanya ile Bitget, kullanıcılarına 75 bin dolar değerinde ödül havuzu, 1 adet Macbook Pro ve bir adet iPhone 14 hediye edecek.

 

Ramazan Hep Birlikte Paylaştıkça Güzel

Bitget Türk kullanıcılarınu mutlu etmeye devam ediyor. Bitget’in geleneksellmiş Ramazan Hep Birlikte Paylaştıkça Güzel kampanyası bu sene de büyük hediyelerle tekrar ediyor.

Bitget’in Türkiye kullanıcıları için Ramazan’a özel kampanyasında hem yeni, hem de eski kullanıcılar büyük ödülleri kazanabiliyor. İşte ödül detayları.

 

75.000$ Değerinde Mega Ödül Havuzu

Kampanya sayfasından kampanyaya katılarak görevleri yerine getiren kullanıcılar toplam 75 bin dolar değerindeki ödül havuzundan pay kazanma şansı elde edecekler.

Macbook Pro

Şanslı Kullanıcı Ödülü şartlarını tamamlayan şanslı Bitget kullanıcısı Macbook Pro kazanacak.

iPhone 14

Şanslı Kullanıcı Ödülü şartlarını tamamlayan şanslı Bitget kullanıcısı Macbook Pro kazanacak.

23 Mart’ta başlayan kampanyaya, 6 Nisan 2023’te sona erecek.

Kampanyata katılmak için buraya tıklayın.

Bitget’in Türkiye’deki tüm listeleme ve kampanyalarından haberdar olmak için Bitget Türkiye Topluluğuna buraya tıklayarak katılabilirsiniz.

 

Bitget Hakkında

2018 yılında kurulan Bitget, temel özellikleri olarak yenilikçi ürünler ve sosyal işlem hizmetleri ile dünyanın lider ilk beş kripto para borsası arasındadır ve şu anda dünya çapında 100’den fazla ülkede 8 milyondan fazla kullanıcıya hizmet vermektedir.

Borsa, kullanıcılara tek noktadan ve güvenli işlem çözümleri sağlamayı taahhüt ediyor ve Arjantinli efsanevi futbolcu Lionel Messi, İtalyan lider futbol takımı Juventus, PGL Major’ın resmi espor kripto partneri ve lider espor organizasyonu Team Spirit dahil olmak üzere güvenilir partnerle işbirlikleri yaparak kripto kullanımını artırmayı hedefliyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Bitget, FTX'in çöküşünden sonra kullanıcılara güvence vermek için Koruma Fonunu 300 milyon dolara yükseltti

Lider global kripto para borsası Bitget, kripto kullanıcılarına daha iyi koruma ve daha fazla güvence sağlamak için Koruma Fonunu 300 Milyon USD'ye çıkaracağını duyurdu. Bu, Bitget'in, FTX'in çöküşünden ve kullanıcıları büyük kayıplarla bırakmasından sonra kripto piyasasının güvenini oluşturmaya yönelik büyük çabalarının bir parçası. Girişimler, FTX kullanıcılarını desteklemek için 5 milyon USD'lik Builders Fund ve hazırlık aşamasında olan ve 30 gün içinde piyasaya sürülecek olan Merkle Ağacı Rezerv Kanıtı'nı paylaşma planıyla birlikte geliyor.

BITGET’E HEMEN ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN!

Bitget'in Koruma Fonu, kullanıcının kripto varlıklarını korumak amacıyla bu yıl Temmuz ayında başlatıldı. 6000 BTC ve 80 milyon USDT'den oluşan 200 milyon USD değerinde bir fonla kuruldu. Fon tamamen kendi kendini finanse eder ve dış bürokrasi veya politika değişiklikleri olmaksızın kullanıcıların varlıklarını verimli bir şekilde kapsamak için daha fazla esneklik ve takdir yetkisi sağlar.

Artan 300 milyon USD koruma fonu, BTC, USDT ve USDC gibi yüksek likiditeye sahip popüler kripto para birimlerinden oluşacak. Borsa, fonun değerini önümüzdeki üç yıl boyunca geri çekilmeden güvence altına almayı taahhüt etti. BTC'nin fiyatı düştükçe fon değeri düşerse, Bitget, bakiyenin her zaman 300 milyon USD'den az olmamasını sağlamak için pozisyonu karşılamaya devam edecektir. Şeffaflığı sağlamak için fonla ilgili tüm bilgiler halka açıktır ve kullanıcılar cüzdan adreslerini buradan görebilir.

BITGET’E HEMEN ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN!

Bitget'in Yöneticisi Gracy Chen, "Bitget Koruma Fonu için genişletme, Bitget'in bir bütün olarak kripto alanında güveni artırmaya yardımcı olan başka bir hareketidir. Acil durum rezervi olarak ve ek sermaye ile çalışan fon, özellikle kripto alanındaki aşırı ve öngörülemeyen durumlarda kullanıcılar için birinci sınıf güvenlik ve koruma sunabilecektir. Koruma fonları gibi risk yönetimi politikalarının, önde gelen ve güvenilir borsalar için norm haline geleceğine inanıyoruz."

"Bitget, kullanıcılarımız için yeterli koruma ile platformun güvenli ve istikrarlı olmasını sağlamak için kaliteli çabalar üzerinde çalışmak için çabalıyor. Herkes için güvenilir ve şeffaf bir kripto ekosistemi oluşturma girişimlerine odaklanmaya devam edeceğiz."

BITGET’E HEMEN ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN!

Bitget Hakkında

2018 yılında kurulan Bitget, temel özellikleri olarak yenilikçi ürünler ve sosyal işlem hizmetleri ile dünyanın lider kripto para borsasıdır ve şu anda dünya çapında 100'den fazla ülkede 8 milyondan fazla kullanıcıya hizmet vermektedir.

Borsa, kullanıcılara tek noktadan ve güvenli işlem çözümleri sağlamayı taahhüt ediyor ve Arjantinli efsanevi futbolcu Lionel Messi, İtalyan lider futbol takımı Juventus, PGL Major'ın resmi espor kripto partneri ve lider espor organizasyonu Team Spirit dahil olmak üzere güvenilir partnerle işbirlikleri yaparak kripto kullanımını artırmayı hedefliyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Tür: Dram
IMDb: 7,4
Yönetmen: Berkun Oya
Oyuncular: Nur Sürer, Yılmaz Erdoğan, Funda Eryiğit, Fatih Artman, Olgun Şimşek

Berkun Oya ve Netflix'in yeni tazesi yayınlandı. Bu sonbaharın belki de en merak edilenlerinden biri olan bu hikaye insana gerçekliğini sorgulatıyor. İç Anadolu'nun en net yaşam tarzına sahip ailesi, evin harbi reisi olan babaları Bekir'in ölümüyle sarsılır. Bir süre sonra şehre göçerler, ardından da aile üyelerinden Kadir'in film çekecek olması amacıyla bir araya gelir. 

Hikaye de burada başlıyor zaten; herkesin içinde kalmış, bitiremediği ne varsa yüzleşmesine sebep oluyor bu birleşme. Gözlerde hep bir sulanma, derinlik. Her birinde gözleyip bu da bundan böyle olmuştur kesin diye iç geçirme çabası. Devam eden hayatların nasıl da bir yerde sıkıştığını, kimsenin aslında unutmadığı gerçekliğiyle unutmuş rolü yaptığını ve tramvaların nasıl da koca bir dağa dönüştüğünü izliyoruz. 


Kurulan düzende, devam etmesi gerektiği gibi devam eden bir evlilik. Toplumsal sıkışmışlık, eğitimsizlik ve ekonomik güçsüzlük. Kendi çaresizliğine mecburen ortak ettiği çocukları ve tüm bu sıkışmışlık arasında kocasının ölümüne sebebiyet verme düşüncesinde hayatına devam etmeye çalışan bir anne Havva. Saliha annesi ile dertleşirken, senelerdir seni anlatıyorum doktora diyor. Doktorun yetişkin bir insansınız tanımında bile ne kadar küçük hissettiğinden bahsediyor, bir türlü affedemiyorum ama suçlayamıyorum da diyor. Pencereden aldın göğsüme oturttun o taşı diyor. Diyor da diyor.. 

Her karakterde biraz kendinizden bir şeyler bulacağınıza inanıyorum, sımsıcak hissettirirken üşüten bir film bu tıpkı aile gibi. Olgun Şimşek oyunculuğu mesela, o kadar gerçekçi ve etkileyici ki. İnsanın izlerken bu adamın bir oyuncu olduğunu ve bunu da rolü gereği yaptığı gerçeğini unutuyor. Nur Sürer'e zaten hayatı ve yaşam tarzı açısından kendime her zaman yakın hissetmişimdir. Keyifle izleyeceğinize eminim, lütfen izleyin 💓


İzleyebileceğiniz adres;

Çalma Listesi için;

Tür: Dram, Komedi, Romantik
IMDb: 6,0
Yönetmen: Christian Ditter
Oyuncular: Dakota Johnson, Rebel Wilson, Leslie Mann

Merhaba! Geri dönüşüm muhteşem olacaktı, ben de muhteşem olmasını sağlayacağım tüm imkanları olgunlaştırıp buraya düştüm. Uzun süredir yeni film önerisinde bulunmuyordum, uzun derken gerçekten de uzun bir süre olduğuna eminim. Hiçbir şey yazmadım diyemem, kendimi tamamlama ve dönüştürme yolculuğumda en çok kendimle konuştuğum bir gerçek. 

Bu filmle başladığım için de ayrıca mutlu ve pozitif hissediyorum kendimi, New York gibi kalabalık bir şehirde yalnızlık çekmekten kaçınan esas kızımız Alice etrafında dönüyor film. Arkadaş çevrisine de yüzeysel dokunmuyor değil elbette, hikayenin baştan sona bir yalnızlık korkusu olduğunu sandıysanız şu dakika yanıldığınızı söylemeliyim. Bu sadece kendine dönmenin kısa bir hikayesi. 


Aynı isimde bir kitaptan uyarlama, henüz çevrilmemiş olduğundan başka bir bilgiye de sahip değilim açıkçası. Okumak ister miyim? Bilemedim. Sanırım tercihim bu eğlenceli hikayeyi izlemek olurdu. Rebel Wilson'un samimiyetten koparmadığı komikliğine hayranım çünkü. Tavsiye yazılarında film hakkında çok fazla konuşulmasının izleme isteğini öldürdüğünü düşünürüm hep. Bir an önce uygun zamanı yaratan tüm kadınların izlemesini istiyorum. En az benim kadar içinizi ısıtacak.

''Yalnız olmakla ilgili bir şey de onu beslemen gerektiğidir, çünkü bir hafta içinde ya da hayatın boyunca, belki de yalnız olmak için sadece bir şansın olabilir. Sadece bir an, hiç kimseye bağlı olmadığın ilişkide olmadığın bir zaman geçir. Bir ebeveynin, bir hayvanın, bir kardeşin veya arkadaşın olmadan. Kendi ayaklarının üzerinde durduğun an. Gerçekten yalnız olduğun bir an. Ve sonra... Hepsi bitecek.''

Çalma Listesine buradan ulaşabilirsiniz;

Tür: Dram, Romans
IMDb: 7,8
Yönetmen: Joe Wright
Oyuncular: Keira Knightley, Matthew Macfadyen, Brenda Blethyn, Rosamund Pike

Keşke Jane Austen ile akşam üzeri sütlü çay keyfi yapma şansımız olabilseydi. Bazen bazı insanları anlamaya, tanımaya çalışırken bir şeyler içmek istediğimi fark ediyorum. Bu şekilde yolda ya da tatilde tanıma fikrinden daha gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Jane Austen ile de sanırım tartışacağımız şeyler çok uzayacağı için Hampshire'da bir iki gece kalabilirdim. 

Her zaman dediğim gibi ben biraz geç doğmuşum, yetişemedim. Tek bir soru sorma hakkım varsa da bu olurdu herhalde: Hanımefendi, sizi aşkı çiçek böcek güneş bulut sanmış olabilir misiniz? Biraz keskin bir soru olsa da beni anlayacağını ve asla salon kadını çizgisinden çıkıp bana cevap vereceğini sanmam. 

Tarihsel olayları o dönemin koşullarıyla yargılayın derler hep ama söz konusu duygular olduğunda bunu beceremiyorum. Daha doğrusu beceriyorum ama içime sinmiyor. O dönemin "aşk"larını yüzeysel buluyorum. Belki de döneminin kadınlar üzerindeki; kusursuz ol ki seni sevsinler, belirli bir yaştan sonra evde kaldın, kocan ne yaparsa onayla, ona hep güzel görün.... saçmalıklarıyla beyinlerini doldurmaları sebebiyle her şey bu kadar havada kalıyordu. Birbiriyle hiç uzunca sayılabilecek bir süre muhabbet etmeyen, eli eline değmemiş, gerçek duygularını geçirdikleri o kısa zamanda bile konuşamamış, arkadaşlarıyla bile hep bir şeyler gizleyerek sohbet eden genç kızların hikayeleri dönemin aşk hikayelerini oluşturuyor. Zaman geçtikçe kendimiz olabilmeyi; hissettiklerimizi söylemeyi öğrenmişiz. Yoksa menemen bardağı gibi dizilip güçlü kuvvetli kocamızın bizi almasını beklerdik. 

 Jane, Darcy'ye acaba gerçek hislerini iyisiyle kötüsüyle söyleyebilecek mi? Darcy, sevmediği bütün insanları balosuna toplarken ne düşündü? Lady Lucas evlendiği adamı gerçekten mi sevdi yoksa evde kalırım diye mi korktu? Bunlar hep soru işareti. Bennet'lerin bu dünyadaki varoluş amacı ne? Hali hazırda aşıksanız ve etraf size pespembe gözüküyorsa bu filmleri izleyip bana sinir olacaksınız çünkü çok tatlı gelecek. Erkenci Kuş dizisini izleyip aşklarıyla kendinizi avutuyorduysanız işin şekli değişecek. 

Bütün aşklar kendi sertifikasına sahip ve her aşkı bizzat yaşamadığımız sürece bize biraz yüzeysel ve anlamsız gelecek, bunu kabul ediyorum. Yazının sonunda sizinle barışabiliriz diye düşünüyordum ama hali hazırda kıpır kıpır değilim, yapamadım. Keira Knightley'in en yakıştığı oyunculuğun bu olduğunu düşünüyorum eğer kabul görürse. Rosamund Pike'ımız ise en masum haliyle...


Varsın tüm aşklar yüzeysel gözüksün. Yaşayan herkesin tüm hücrelerine zaruret etmesini temenni ederek izleyelim. 




 
Tür: Dram, Romantik
IMDb: 7,8
Yönetmen: Greta Gerwig
Oyuncular: Saoirse Ronan, Emma Watson, Florence Pugh

 Little Women; 80'li yılların savaş sonrası Amerika'sında 4 kız kardeşin hikayesini konu alan Louisa May Alcott tarafından yazılmış oldukça popüler bir roman. Aynı romandan uyarlama bu filmin bana aşırı derecede yakın gelmesinin en temel nedeni 4 kız kardeş olmamızla alakalı olabilir. 


Meg, Jo, Beth ve Amy. Birbirinden farklı huy, beceri ve kişilikteki kardeşleri tek bir ortak noktada toplayabilen ciddi bir bağ var. Her ne olursa olsun birbirlerinden aldıkları destekle toparlanabildikleri, koşulların olgunlaştırmadığı her şeyi sihirli bir değnek kullanıyormuş gibi anında güzelleştiriyorlar. Ciddi bir bağ; birbirlerine besledikleri Sevgi. 

"Hayat, kız kardeşine kızamayacağın kadar kısa."

Gerwing'i Frances Ha ile tanımıştım, seneler önce filmi izlediğimde de aynı tadı almıştım. Her şeye rağmen "dik durabilen kadın" alt metnini hiç kaybetmiyor. bu güzel kadını uzun yıllar takip edebilmeyi diliyorum. 
Her şey birbiri etrafında dönebilir, sahneler kendini tekrar edebilir. Sizin iç dünyanızda bırakacağı hislerle bir başkasında bıraktığı duygular hep farklı olur. Doğru olduğunu hissettiğiniz her ne varsa geri planda bırakmadan gerçekleştirin, çünkü hayat kendinizi kıramayacağınız kadar da kısa. 
Hayallerimin seninkinden farklı olması önemsiz oldukları anlamına gelmez.
Soundtrack Listesi;

 

Tür: Romantik, Komedi
IMDb: 6,1
Yönetmen: Emmanuel Mouret
Oyuncular: Gaspard Ulliel, Pascale Arbillot, 
Ariane Ascaride, Élodie Navarre,   Julie Depardieu, Judith Godrèche, Laurent Stocker....


Aşkların, ilişkilerin ve insanların her zaman ve her yerde farklı olabileceğini belki de milyonlarca kez konuşmuşuzdur. Sıradaki hikayemiz, izleyenler için Paris Je'taime, Tatlım Tatlım tarzı; izlemeyenler içinse step by step ilerleyebileceğiniz ve birçok hikayeyi art arda görebileceğiniz bir hikaye. 
Aşk aynı aşk -kelime olarak- ama değil 10 farklı hikaye; 3000 farklı hikaye bile yazılabilir üzerine. 




Olmanız gerektiği zamanda aşık olursunuz. İçinizde farklı bir müzik başlar ve eğer karşılıklıysa bu bir müzik eserine dönüşür. Ben, teşekkür ederim hayatımdaki müziğe. 
Gelelim hikayemize.
Tek istediğim birinin bana Fransada işlerin nasıl döndüğünü anlatması. Desin ki; onlar sadece film... Çünkü ben artık filmlerdeki gibi olduğuna inanmalı mıyım bilmiyorum. 
Ve şiir gibi bir diliniz varken "seni seviyorum" demek neden je t'aime?!




Sağlık, para, aşk, arkadaşlar... her şey tamamken bile bir şeyler eksiktir bazen. Olay sadece bir amaç olmadan yaşamak eksikliği belki, belki tutku, belki bir başka şey. Bunu hisseden herkesi sevgiyle kucaklıyorum. Bu his var ve yalnız değilsiniz. Tehlike yokken aldığınız haz daha az olurmuş; biraz daha sabır. 




Birinin sağladığı özgürlük sizi zincirler mi? Hiç düşündünüz mü bu paradoksu bilemiyorum ama sanırım hak vereceğiniz bir ilişki olacak. Kıskanmamayı başarmak diye bir şey de yoktur sanırım; onu hiç hissetmemek vardır. İlki zor; ikincisi mutlak mutluluktur. 




Arzular içimizde bir ağacın yaprakları gibi fışkırır ve onlara dur demek mi bizi yüceltir peşinden gitmek mi? Çoğunlukla bizi aşka gözlerimiz yönlendirir. Bazen de yanıltır. 
Frida Kahlo, "Sadece yaşamayanlar ölürler" der. İşte farklılıklarımızdan biri daha. 
 

Bu filmin sonunda benim düşündüğüm bir şey daha var: Woody Allen, geldiysen üç kere vur!



Tüm benzersiz aşklara saygıyla izleyiniz.
 

Tür: Komedi, Dram, Romantik
IMDb: 6,9
Yönetmen: Marielle Heller
Oyuncular: Bel Powley, Alexander Skarsgård, Kristen Wiig

"Bu, büyüyen tüm kızlara adanmıştır."

Böyle ne zamandır yazmadığımı hesaplayınca geçen süreye içerlenmedim değil, peki ya neden? Elle tutulur bir açıklaması yok elbette, akıp giden zamanda geçip gitmesini bir an önce dilediğimiz bu günlerde yine kafamı meşgul edecek bir yığın işle uğraşıyorum. Bunlara kurumsal kimliğim de dahil elbette. 

Seveceğimi düşündüğüm filmleri bir günde iki tane izleyecek şekilde planlasam yine de bitiremem. Listenin başında da The Diary of a Teenage Girl vardı. Başladığında ben bu filmi izleyebilir miyim diye düşünmüş olabilirim. Önyargıları yendiğinde vardığın o virajda bekliyor olacağım çünkü film bittiğinde ben o virajın sonunda bambaşka hissediyordum. 

"Büyüdükten sonra anaokuluna gidip orada her şeyin minyatür olduğunu düşündünüz mü? Sandalyeler, masalar sandığınızdan çok daha küçük değiller mi? Hiçbir şeyin değişmediğini biliyorum. Ama her şey bana farklı gözüküyor."

Minnie, 15 yaşında kendini keşfetme hikayesine şahitlik ettiğimiz bence soğuk ama bir o kadar da çekici karakterimiz. Kendini keşfetme diyorum aslında sadece kendini değil insan davranışlarını, hikayesinde attığı her adımın onu nereden nereye götüreceğini de yavaş yavaş keşfediyor.  


Sonra ne mi oluyor? Minnie gibi hikayenize ortak olanların vurduğu ve kırdığı tüm olguları onarmaya çalışıyorsunuz. Ara sıra yaşadığı akıl kayması (nefret ettiğini söylediği adamın dizlerinde ağlaması mesela) hareketlerinde bu hikayenin zaten izleyen ve yaşayan tüm insanlığa zararı dokunacak- gibi geliyor. Oysa ki insanın tüm zarar görmüş duyguları ve istekleri hayattaki beklentilerini geliştiriyormuş. Onları büyütüyormuş, küllerinden yeniden doğuruyormuş. İnsan, Minnie gibi en dibe düşmeliymiş ki kolayca ayağa kalkabilsin. 

Marielle Henner, her şeye biraz dokunan ismimiz. Yönetmen, yazar ve aynı zamanda oyuncu. The Diary of a Teenage Girl yönettiği ilk filmi. Görsel şölenleri ve soundtrackları konusunda oldukça çekici bulduğum filmimiz de bir tiyatro oyunundan uyarlanmış. Ara sıra beklemediğim yerden fışkıran çizimlerle beni oldukça farklı bir hikayenin içinde olduğuma inandırdı. 

Belki de kimse beni sevmiyor.

Belki kimse beni sevmeyecek.

Ama belki bir başkası tarafından sevilmekle ilgili değildir.

İnsan kendini bulduğu her anda kendisinden biraz daha uzaklaşıyor, umarım hikayeniz bunun tam tersi şekilde devam eder. Kendinizi virüsten koruyun, iyi seyirler.

 

Tür: Dram, Romantik, Gerilim
IMDb: 6,4
Yönetmen: Saverio Costanzo
Oyuncular: Adam Driver, Alba Rohrwacher, Roberta Maxwell


71. Venedik Film Festivalinde Adam Driver ve Alba Rohrwacher'a ödül kazandırmış bir hikaye ile yeniden buralardayım. Başlangıçta her ne kadar gülecekmişsiniz gibi dursa da öyle sanıyorum ki film boyunca birinden ya da durumdan yalnızca rahatsız olacaksınız.
Günümüzce sıkça konuşulan, lehinde ya da aleyhinde tarafları sıkça tartışmaya sokan bir konu farklı bir bakış açısıyla ele alınmış. Geçiş dönemleri, yıllar öncesi ve sonrası kısımları izlerken belirtilmiyor ama konunun o kadar içinde duruyorsunuz ki anlamamak elde değil. Öyle sanıyorum ki birçok kişinin de kulak kabartması gereken bir film; uçuk kaçık değil, önemli yerlere nokta atışı yapılmış. Vegan beslenme, ebeveynlik ve farklı kutupların birbirini çektiği ilişki sahipleri özellikle izlemeli bence. 


Bazen ilişkiler sadece gülüşmelerden, komikliklerden, şakalardan; karşılıklı hoş sohbetlerden veya evin badana rengini seçerkenki güzel anlaştığınız anlardan, ortak zevkleriniz olan sanatsal faaliyetlerden oluşmuyor. Bir adım ötesini görmek, her türlü fantezinin getirisini götürüsünü ölçüp biçmekle alakalı olabiliyor. 
Aşklar ve meşkler gelip geçici olmasa da zamanla kendini ihtiyaçlar hiyerarşisinde aşağılara bırakabiliyor. Bambaşka konularda da birlikte düşünmek, tek başına düşündüğünüz en korunaklı ve en doğru yoldan bile daha kıymetli. 



Film boyu tek bir kişiye odaklanmak zorunda bırakılıyorsunuz çünkü öfke ve bildiğimiz doğrular diğer her şeyi bertaraf ediyor. Gözünüzün önünde sadece herkesin iyiliğini isteyen bir insan için canavarca hisler besleyebiliyorsunuz. Yanlışın esas tarafı önceleri pes dedirtirken sonra kendisine de acıma gerektirecek kadar büyük bir buhran içinde savruluyor. 
Yanlışlar birçok kişi için yanlış ve bir yanlışı asla diğer yanlış örtmüyor, sıkça bunu hatırlayalım. 


Ben, evlenip bebek sahibi olmayı düşünen kız arkadaşlarıma "bu filmi izle" dayatmasını yaparken siz; düşüncelerinizin esiri olmadan izleyiniz. 



Tür: Romantik, Komedi, Dram
IMDb: 7,6
Yönetmen: Rob Reiner
Oyuncular:Billy Crystal, Meg Ryan


Üzerinden çok zaman akmış filmleri izlemek bazen insanı ufak da olsa yoruyor. Eskiden ne kadar çok şeye tahammül ediyormuşuz diyor; şimdilerde hayatımıza yeni "tabu" olarak girmiş şeylere bir zamanlar gülüp geçtiğimizi fark ediyoruz. Sımsıcak Meg Ryan gülümsemesi ve Seinfeld benzerliğiyle Billy Crystal'ı bu kadar yıl sonra izlemek gayet keyif verici bir aktiviteydi, tavsiyedir. 


Harry'nin bu dünyadaki en karamsar insan olması ve Sally'nin en zorlu kadınlardan biri olması hiçbir şeye engel olmazdı normalde, fakat bazı hikayeler siz olmasını istediğinizde ya da olup olmamasının sizin için çok önemli olmadığı dönemde gerçekleşmez. Her şey kendi dünyasında oldukça özeldir ve kendi anının parlayacağı zamana kadar bekler. Bu belki 11 yıl sürer belki 3 ay... 


Film, yani Harry, başta bize erkeklerle kadınlar gerçekten arkadaş olabilir mi sorunsalını yüklüyor. Düşündürüyor ve diyor ki; sonunda olan arkadaşlığa olur. 
İşte eski filmleri yeniden izlemenin getirileri olduğu kadar bazı götürüleri de oluyor. Artık böyle değil, hiçbir şey o zamanlardaki gibi değil diyorsunuz. Bu olayları hayatımızdan çıkartalı çok zaman oldu. Siz bu paradoksu düşünürken olaylar gelişiyor, arkadaşlıklar, tüm bağlar gözlerinizin önünde sıcacık kliplerle beliriyor. Birine dayanak olmak insanları birleştiriyor aslında ortak hayaller kadar ortak yaralar da insanlara -aynı gemideyiz- hissi veriyor. 



Şimdilerde fenomen olan tüm cümlelerin çok eskiden yaşandığını hatta üzerine film çekildiğini görüyorsunuz izlerken. Bu hayattaki en hakiki cümle de bu filmde söylendi Harry tarafından:

"Çünkü hayatın kalanını biriyle geçirmek istediğini fark edince, hayatın geri kalanının bir an önce başlamasını istiyorsun." 


Güzel şeyler oldukça basit anlatılıyor.



Hayatınızın en doğru zamanında parıldayan anları için izleyiniz. 





Tür: Komedi, Romantik
IMDb: 6,6
Yönetmen: Woody Allen
Oyuncular: Timothée Chalamet, Elle Fanning, Selena Gomez


Woody Allen ve kendi klasiği olan A Rainy Day in New York, diğer tüm filmlerinde olduğu gibi finali görmeden kesin yargılarda bulunamayacağımız bir konuda işlemiş, özellikle de karakterler için. 



Gatsby ve Ashleigh ile birlikte bir gece New Yorkta geçirecek; birinin havai ve uçarı; diğerinin hayalperest, prensipli ve bir o kadar da tutkulu olduğu ilişkilerinin yağmurda ıslanmasına tanıklık edeceğiz. Anneleriyle belli bir mesafeden öteye geçmeyen erkek çocukları; aile kavramını ve kutsallığını sorguladığımız bu günlerde pek de göze çarpmıyor. Herkesin mutlaka bir açıklaması vardır. 
Hayat bizi bir yerlere savururken planlarımız için neler yaptığımız ve yaşama tutunmaya verdiğimiz gayret sevginin ismini belirliyor. Ne için sevdiğinizi bilmediğiniz herkes ve her şey rüzgarda savrulan yaprak gibi oradan oraya savuruyor sizi. Dönüp dolaşıp aynı bahçeye de düşseniz üzerinizde hep geçip gittiğiniz yerdeki tecrübeleriniz kalıyor, sonra boşluğa; upuzun yollara bakarak günleri geçiyorsunuz. 






Birlikte plan yapmaktan daha güzel bir şey varsa o da birlikte hayal kurmaktır ve bunların ikisi siyahla beyaz kadar birbirinden farklıdır.  Eski dönem siyah-beyaz filmlerdeki romantik sahneleri yaşamak için bunu iki kişinin de istemesi gerekiyor. Aynı heyecanı ve etkilenmeyi paylaşmadığınız her an sadece ıslanmış oluyorsunuz. 





Birlikte yağmurda yürüyüp zatürre olmadığınız; birlikte plan yapmaktan çok hayaller kurabileceğiniz aşklar için izleyiniz. 








Tür: Komedi, Dram
IMDb: 7,1
Yönetmen: Jocelyn Moorhouse
Oyuncular: Kate Winslet, Judy Davis, Liam Hemsworth

Masalımsı tüm detayıyla izleyip beğendiğimiz, aynı isimli romandan uyarlama filmimiz.
+ Çok güzel görünüyorsun Molly.
- Senin gözlerin kör, eski dostum..

Geçmiş zamanda toplum tarafından ötekileştirilen ve yine aynı toplum tarafından ayıplanan bir genç kadının kızı olarak dünyaya geliyor Tilly. Burada tüm ahlaksızlığı yapan ancak ördükleri iyi profil sebebiyle dikkat çekmeyen insanların Tilly ve bence dünyanın en eğlenceli annesi Molly'ye iyi gelememelerini ve hiçbir zaman da iyi gelemeyeceklerini izledik. 

"Kıskançlık bir lanettir ve bundan daha kötü bir şey varsa, o da çirkin olmaktır."


Dungatar kasabasında çocukluğundan ve gerçekliğinden uzaklaştırılmış Tilly'nin bir gün hasta annesini ve ona bu durumu yaşatan herkesle karşı karşıya gelmesiyle başlıyor ve "Bir masal nasıl bu kadar gerçekçi olabilir?" sorusunu akıllara getiriyor. Filmin ilk yarısında oldukça eğleniyorsunuz ve bence bu derece akıcı komedilerin de evlere kapandığımız bu umutsuz dönemlerde ilaç gibi geleceğinden şüphem yok. 

İnsanın hayatına etkisi büyük tanıdık bir konunun bu kadar etkili aktarıldığı senaryoları izlemekten keyif duyuyoruz, Teddy'nin ambara atladığı sahnede aklınızı bir süre bırakacağınız ve ancak filmin sonuyla normale dönebileceğiniz bu hikayeyi hemen izleyin derim. 



Tür: Biyografi, dram, romantik
IMDb: 7,6
Yönetmen: Aisling Walsh
Oyuncular: Sally Hawkins, Ethan Hawke, Kari Matchett

Maud Lewis, hayatının çok büyük bir kısmını romatoid artrit hastalığı ile uğraşarak geçirmiş bir Kanadalı folk art sanatçısı. Hastalığıyla uğraşmış ama hiç yılmamış; artriti en çok kollarında etki göstermeye bile başlasa resim çizmekten bir an olsun vazgeçmemiş.  

Ona hayatı yalnız biri refakatinde geçirebileceği, hayatı boyunca yalnız kalması gerektiği öğretilmiş ama hayata bir kez gelen Maud, hizmetçi olmak için çıktığı yolda bir şekilde ona ait olan ailesini, aşkını bulmuş.  Hayatın size sundukları değil de sizin seçebilmek için ne kadar savaştığınız gerçeği hayata tutunma şeklinizi gösteriyor. Maud, dişiyle tırnağıyla dedikleri cinsinden tutunuyor. 
 

Hayat sizi ne kadar sıkıştırırsa sıkıştırsın, yakınınızda yörenizde sessiz bir el olarak bile olsa destek olan birine ihtiyaç var. En azından tek odalı bir kulübede dünyaca ünlü bir ressam olmak için gerekiyor. Eğer biricik aşkı Everett duvarları bile boyamasına müsaade etmeseydi 0,75 centlik resimleri kimse göremeyecekti.  

Maud: Farklı çoraplardan oluşan çift gibiyiz. 
Everett: Ben esnemiş, çirkin olanım. Üstümde birçok delik var.  
M: Hayır. 
E:  Evet, sert ve gri.  
M: Hayır. 
E: Evet. 
M: Ve ben de düz, beyaz pamuklu çorabım.  
E: Hayır, sen kraliyet mavisisin, kanarya sarısısın.  

“Bazen pır pır eden bir kuş, bazen yaban arısı. Harekete geçmek için tek gereken şey hayat. Hayatın tümü çoktan çerçevelenmiş.” 


İki kişi gidilen hastaneden tek dönmenin acısı Everett’te var. O da sevdi bence. Tam da beğenmediğimiz, söylemese de sevdiği bilinen cinsten.   



Filmin sonu apayrı bir dünya. Gerçek görüntülere yer veriliyor. Maud o kadar tatlı ki, izlemelisiniz.  

Hayatı Maud’un gözünden en az onun kadar renkli ve onun fark ettiği şekilde güzel çerçevelenmiş gibi izleyiniz.  




Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

HAKKIMIZDA

1d77c03ec7fc89d934da799ec5223a16.jpg
Ecem ve ben hala dram filmleri kraliçesi olamadık.

Ecem, Öğretmen olarak atanmayı beklerken orta yerimden bölündüm. Bir yarım turizme can veriyor diğer yarım yaşadığım duyguları filmlere alet ederek bu blogda dile geliyor. İsminin birincisi Filmisyen'in sonsuz konfor sağladığı misafirlikteyim ^^

Ben, Lojistisyen olarak çıktığım bu yolda ne olacağıma karar vermeye çalışmayarak savruluyorum. Burada da hayatıma dokunmuş filmler hakkında konuşuyorum.

Bizi Takip Edebileceğiniz Bağlantılar

POPULAR POSTS

  • 500 Days Of Summer, 2009
  • Joker, 2019
  • Million Dollar Baby, 2004
  • Three Billboards Outside Ebbing, Missouri, 2017
  • The Burning Plain, 2008
  • Once Upon a Time... in Hollywood, 2019
  • Her Şey Çok Güzel Olacak, 1998
  • It's Complicated,2009
  • Bohemian Rhapsody, 2018
  • Little Boy, 2015

Spotify

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Katkıda bulunanlar

  • Ecem Akanur
  • filmisyen
Powered By Blogger

Blog Arşiv

  • ▼  2023 (1)
    • ▼  Mart (1)
      • Bitget’ten Türkiye’ye Özel Süper Hediyeler
  • ►  2022 (3)
    • ►  Kasım (2)
    • ►  Ekim (1)
  • ►  2021 (1)
    • ►  Mart (1)
  • ►  2020 (14)
    • ►  Aralık (3)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2019 (16)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (5)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (2)
  • ►  2018 (11)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (2)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Şubat (3)
  • ►  2017 (14)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Mayıs (2)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (5)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2016 (15)
    • ►  Kasım (3)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Mart (4)
    • ►  Şubat (2)
  • ►  2015 (24)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Mayıs (2)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Mart (5)
    • ►  Şubat (3)
    • ►  Ocak (9)
  • ►  2014 (30)
    • ►  Aralık (6)
    • ►  Kasım (5)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (5)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Mart (3)
    • ►  Şubat (1)
  • ►  2013 (2)
    • ►  Mayıs (2)
Bumerang - Yazarkafe

İzleyiciler

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Kötüye Kullanım Bildir

Designed by OddThemes | Distributed by Gooyaabi Templates