Paterson, 2016

Tür: Dram, Romantik, Komedi

IMDb: 7,4
Yönetmen: Jim Jarmusch


Gün içinde gözünüze takılan her görüntüyü kaydetmeye çalışır, farklı anlamlar yüklersiniz. Size göre bir yaprağın karşınızda kıpırdıyor olması, rüzgarın etkisiyle oluşmuyormuş gibi gelir. İçinizde ait olduğunuz bambaşka bir dünya vardır, görmek istediğiniz gibi görür. Yaşamak istediğiniz gibi yaşayamadığınız ne kadar an varsa tamamlarsınız orada. 

Bir şeyler yapmanız gereklidir, okumak. Yazmak, izlemek. Mutlu hissettiren, başka hissettiren. 


Paterson, gerçek olduğuna inandığı bir düzen kurmuş kendisine. Bana kalırsa da tam anlamıyla gerçek. Gün gün hayatında alışkanlık haline getirdiği detaylarda nasıl da aynı şeyleri yapsa da aynı düşünmediğini anlatıyor bize. Bir hafta boyunca hayatlarında kurdukları düzene ek kendilerine kattıklarını izletiyor Jarmusch. Düz bir konuda anlatmak istediğini usulca anlatıyor, görmek istediğiniz kadarını görüyor ve anlamak istediğiniz kadarını anlıyorsunuz. Yakın gelecek veya uzak. Hepimizin yaşadığı, yaşamaktan korktuğu bir hayatı var. Karısı ile benzemiyor gibi gözükseler de tıpatıp aynı hayatları. Kurdukları düzenlerinde oturtamadıkları bir sürü detay var. Birbirlerine olan sevgileriyle eksikliğin kendisini hiçbir zaman hissettirdiği gerçeğini dile getirmiyorlar bile. Dediğim gibi, görmek istedikleri gibi görüyorlar. 


Kendilerine katıp karıştırmaya çalıştıkları alışkanlıklarında bir şeylerin sürekli tamamlanmamış olduğunu düşünüyorlar gibi ya da ben öyle düşündüğüm için öyle görüyorum. Herkese farklı hissettirecek büyük bir yapıt. Seyircileri ikiye bölen bir film.  Ortası yok. Sürekli kendilerini memnun etmek için bir şeyler yapıyorlar, kumaşları boyuyor. Kek yapıyor, şiir yazıyorlar. Birbirlerine sarılarak uyanıyor, birbirlerini sarıyorlar. 

"Bir şeyleri değiştirmeye kalkınca işler daha da kötüleşiyor."

Paterson, sıkılmaktan çatladığını düşünenler bile olmuştur eminim. Ama ben çok mutlu bir adam olarak hatırlayacağım seni, iyi seyirler.

0 Comments